|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
ya da |
or conj.
|
|
General |
|
2 |
General |
demir ya da tahta parmaklık |
bar n.
|
|
3 |
General |
müzikte ya da beyaz dizlerdeki abartılı duygusallık |
schmalz n.
|
|
4 |
General |
sal ya da benzeri bir deniz aracının insan gücü ile suda hareket etmesini sağlayan alet |
oar n.
|
|
5 |
General |
deri ya da tüy dökme |
exuviating n.
|
|
6 |
General |
mahrum eden şey ya da kişi |
depriver n.
|
|
7 |
General |
vücudun tamamının ya da bazı kısımlarının temizlenmesi |
primping n.
|
|
8 |
General |
içmeye ya da banyo etmeye elverişli doğal su kaynağı |
spa n.
|
|
9 |
General |
çevreye yayılan kötü ya da zararlı madde |
effluvia n.
|
|
10 |
General |
şehirler ya da milletler arası telefon konuşmalarından alınan ücret |
toll n.
|
|
11 |
General |
sınırlar çizen kişi ya da şey |
demarcator n.
|
|
12 |
General |
yerel ya da lokal saat |
local time n.
|
|
13 |
General |
tanımlanmamış kişi ya da şeyler |
etceteras n.
|
|
14 |
General |
yahudilerde bir kişinin sağlığına ya da iyileşmesine kadeh kaldırırken söylenen söz |
lehayim n.
|
|
15 |
General |
sırnaşık ya da yüzsüz kişi |
saucebox n.
|
|
16 |
General |
doyurucu kişi ya da şey |
saturater n.
|
|
17 |
General |
birbirini izleyen iki ya da daha fazla sayıda tümce ya da dizenin sonlarının tekrarı |
epistrophe n.
|
|
18 |
General |
üzerine rayların yerleştirildiği, enine konulmuş metal, ağaç ya da beton parçalarından her biri |
sleeper n.
|
|
19 |
General |
bir şişeyi ya da bir kabı tıkaçla kapama |
stoppling n.
|
|
|
20 |
General |
iki ya da daha çok uçağın uçma yeteneğinin birbiriyle kıyaslanması |
flyoff n.
|
|
21 |
General |
para ve bunun gibi menfaatler sağlayarak ya da hile ile jüriyi etkileme |
embracery n.
|
|
22 |
General |
morfin alışkanlığının ya da miktarının derece derece azaltılarak kesilmesi |
demorphinisation n.
|
|
23 |
General |
özellikle ölmüş birinin ardından övgü konuşması ya da yazısı |
eulogia n.
|
|
24 |
General |
biri ya da bir kurum hakkında yazılan övücü yazı |
writeup n.
|
|
25 |
General |
ordu ya da devletçe çıkarılan ve bilet ya da başka seyahat dokümanlarıyla değiştirilebilen belge |
warrant n.
|
|
26 |
General |
ödenen paraların tümünü bir ya da birkaç kişinin kazanabileceği bir bahis türü |
sweepstakes n.
|
|
27 |
General |
geciktiren şey ya da kişi |
delayer n.
|
|
28 |
General |
üstü kapalı söz ya da imalarla etki altına alma |
earwigging n.
|
|
29 |
General |
yolcular ya da konaklayanlar anlamında yaygın kısaltma |
pax n.
|
|
30 |
General |
bitki embriyosu ya da fidede kotiledonların bağlanma yerinin üstünde kalan eksen kısmı |
epicotyl n.
|
|
31 |
General |
moral bozan şey ya da kişi |
demoraliser n.
|
|
32 |
General |
değerini ya da güzelliğini arttıran |
enhancer n.
|
|
33 |
General |
kardeşler (abi ya da abla) |
siblings n.
|
|
34 |
General |
yanık hayvan veya sebze kokusu ya da tadı |
empyreuma n.
|
|
35 |
General |
limanlarda ya da havaalanlarında araç kiralayan şirketlerden alınan bedel |
port surcharge n.
|
|
36 |
General |
ebeveyn ya da onların ebeveyninin ingiltere'de doğmuşlukları nedeniyle orada yaşama hakkı |
patriality n.
|
|
37 |
General |
bir nesne ya da olguyu herhangi bir şekilde tanımlayan veri |
metadata n.
|
|
38 |
General |
kement atarak at ya da sığır yakalama |
roping n.
|
|
39 |
General |
çevresi kapatılmış ya da açıkça tanımlanmış alan |
precinct n.
|
|
|
40 |
General |
kenarları dik, derin vadi ya da koyak |
canyon n.
|
|
41 |
General |
uçak ya da geminin rotadan çıkması |
yaw n.
|
|
42 |
General |
gezi yöneticisi refakatinde yurtiçi ya da yurtdışı gezi |
escorted tour n.
|
|
43 |
General |
uydurma sözcük ya da deyim |
coinage n.
|
|
44 |
General |
bir teleferiğin ya da bir tesisteki teleferiklerin tümünün bir saatte yokuş yukarı taşıyabileceği kapasitesi |
uplift capacity n.
|
|
45 |
General |
üstü kapalı söz ya da imalarla etki altına alınmış |
earwigged n.
|
|
46 |
General |
buğday ya da çimen anızı |
eddish n.
|
|
47 |
General |
et, sebze ya da benzer malzemelerin karışımından hazırlanan sıvı yiyecek |
soup n.
|
|
48 |
General |
hayali bir düşman ya da gölge ile savaşma durumu |
sciamachy n.
|
|
49 |
General |
tuz üreticisi ya da satıcısı |
salter n.
|
|
50 |
General |
sert yumruk ya da darbe |
slug n.
|
|
51 |
General |
ihtiyar ya da emekli kimse |
senior citizen n.
|
|
52 |
General |
çamurda ya da suda yuvarlanma |
wallowing n.
|
|
53 |
General |
doyma durumuna getiren şey ya da kişi |
saturator n.
|
|
54 |
General |
beklenmedik zamanda yaklaşan ya da saldıran kişi |
waylayer n.
|
|
55 |
General |
beklenmedik zamanda yaklaşma ya da saldırma |
waylaying n.
|
|
56 |
General |
kar arabaları için işaretlenmiş rota ya da kayak pisti |
trail n.
|
|
57 |
General |
internette birçok kullanıcıya gönderilen uygun olmayan ya da istenmeyen mesajlar |
spam n.
|
|
58 |
General |
dişi hayvanlardaki cinsel arzu artışı ya da gebeliğe hazır olma dönemleri |
estrum n.
|
|
59 |
General |
moral bozan şey ya da kişi |
demoralizer n.
|
|
60 |
General |
ispanyolca konuşan ülkelerde pazar yeri ya da meydan |
plaza n.
|
|
61 |
General |
güneşe fazla maruz kalmaktan kaynaklanan ani bayılma ya da halsizlik |
sunstroke n.
|
|
62 |
General |
bir devlet ya da ulusa mensup kişi |
citizen n.
|
|
63 |
General |
uzatılmış tartışma ya da tartışma toplantısı |
sederunt n.
|
|
64 |
General |
resmi olarak bir organizasyon ortaklık ya da anlaşmadan çekilme |
seceding n.
|
|
65 |
General |
bir kişi ya da kurumu yermek için yazılmış alaycı yazı yazma |
lampooning n.
|
|
66 |
General |
bir şeyi inişe geçiren kişi ya da şey |
lander n.
|
|
67 |
General |
birkaç tohumu bulunan sebze ya da meyve |
seedpod n.
|
|
68 |
General |
ayrılan ya da bölünen şey |
separatrix n.
|
|
69 |
General |
bir kişi ya da kurumu yermek için yazılmış alaycı yazı |
lampoonery n.
|
|
70 |
General |
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışma |
semiretirement n.
|
|
71 |
General |
sulu kar ya da çamur ile ıslatma |
slushing n.
|
|
72 |
General |
sıkça slogan üreten ya da kullanan kimse |
sloganeer n.
|
|
73 |
General |
henüz yahudi olmamış kadın ya da kız |
shiksa n.
|
|
74 |
General |
gürültülü parti ya da kutlama |
shivoo n.
|
|
75 |
General |
gömlek ya da bluzun ön kısmı |
shirtfront n.
|
|
76 |
General |
salak ya da iğrenç kişi |
shmo n.
|
|
77 |
General |
yağ ya da kir bulaştırma |
smearing n.
|
|
78 |
General |
davalı ya da tutuklunun teşhis için tanığa gösterilmesi |
showup n.
|
|
79 |
General |
kafeterya'da ya da pub'da bulunan yemek tezgahı |
servery n.
|
|
|
80 |
General |
eskrim ya da düello yaparken kullanılan hafif kılıç |
smallsword n.
|
|
81 |
General |
karbonat ya da bi karbonat bileşimi ya da her ikisini içeren ara tuz |
sesquicarbonate n.
|
|
82 |
General |
titreme ya da ürperme nöbeti |
shivers n.
|
|
83 |
General |
gemi ya da iskele kurtçuğu |
shipworm n.
|
|
84 |
General |
bir işi ya da ticareti ilgilendiren konuşma |
shoptalk n.
|
|
85 |
General |
evrak üzerinde bulunan resmi ya da şahsi mühür koruyan küçük yuvarlak kutu |
skippet n.
|
|
86 |
General |
dengesi bozuk ya da sapık kişi |
sickie n.
|
|
87 |
General |
ayakkabı yapımı ya da tamiri |
shoemaking n.
|
|
88 |
General |
çukur ya da hendek |
sheugh n.
|
|
89 |
General |
pürüzsüz yapay ipek ya da asetat kumaş |
sharkskin n.
|
|
90 |
General |
kayak yapan kişinin bir at ya da araç tarafından buzlu bir yüzeyin üzerinden çekilmesi |
skijoring n.
|
|
91 |
General |
sıyırıcı özellikleri taşıyan ya da uygulayan kimse |
skinnerian n.
|
|
92 |
General |
gömlek ya da bluz giymemiş olmak |
shirtlessness n.
|
|
93 |
General |
tarihi değeri ya da doğal güzelliği sebebiyle sıkça ziyaret edilen yer |
showplace n.
|
|
94 |
General |
göl yakınında çalışan ya da yaşayan insan |
laker n.
|
|
95 |
General |
tren ya da raylı taşıtları taşıyan deniz taşıtı |
seatrain n.
|
|
96 |
General |
son derece cazip ya da dikkat çekici kişi veya şey |
showstopper n.
|
|
97 |
General |
sabun ya da köpük yayma |
lathering n.
|
|
98 |
General |
havai adalarında ipe dizili çiçek ve yapraklardan oluşan başa ya da boyna asılan süs |
leis n.
|
|
99 |
General |
çit ya da parmaklıkla çevrili olmama |
fencelessness n.
|
|
100 |
General |
bir ya da iki ayağın olmaması |
footlessness n.
|
|
101 |
General |
hanedan armacılığınnda kullanılan metal ya da renk |
tincture n.
|
|
102 |
General |
çin'de yıllarca yaşamış batılı gazeteciler ya da diplomatlar |
old china hands n.
|
|
103 |
General |
bir şeyi kısıtlama ya da azaltma |
scanting n.
|
|
104 |
General |
küçük ülke ya da eyalet yöneticisi |
toparch n.
|
|
105 |
General |
ucuz olan dekorasyon ya da süs |
gaudery n.
|
|
106 |
General |
yapış yapış iğenç yemek ya da içecek |
glop n.
|
|
107 |
General |
kuzu ya da koyun eti ve sebzeyle yapılan güveç |
navarin n.
|
|
108 |
General |
ulusun yerli halkının hak ve çıkarlarını koruyan kişi ya da siyasetçi |
nativist n.
|
|
109 |
General |
tesirsiz/etkisiz/nötr hale getiren şey ya da kişi |
neutraliser n.
|
|
110 |
General |
tesirsiz/etkisiz/nötr hale getiren şey ya da kişi |
neutralizer n.
|
|
111 |
General |
başka devletlerin işine karışmayan ülke ya da politikacı |
noninterventionist n.
|
|
112 |
General |
etkisiz hale getiren şey ya da kişi |
nullifier n.
|
|
113 |
General |
eski isim hallerinden kısmen ya da tamamen çıkmış fiiller |
nounal n.
|
|
114 |
General |
etkisiz hale getiren şey ya da kişi |
nullificator n.
|
|
115 |
General |
tek metinde birleştirilmiş iki ya da daha fazla sayıda yazı |
conflate text n.
|
|
116 |
General |
zararlı böcek ya da hayvanlar |
vermin n.
|
|
117 |
General |
bilgi ya da iletişim engeli |
chinese wall n.
|
|
118 |
General |
satılık ya da kiralık bir mekanın insanların görüşüne açık olduğu zaman aralığı |
open house n.
|
|
119 |
General |
hızır gibi yetişen biri ya da bir yardım |
deus ex machina n.
|
|
120 |
General |
harp okulu ya da polis koleji öğrencisi |
cadet n.
|
|
121 |
General |
yüz yaşında ya da yüz yaşının üstünde kimse |
centenarian n.
|
|
122 |
General |
eski haline ya da alışkanlığına dönme |
reversion n.
|
|
123 |
General |
insan ya da hayvan sürüsü |
drove n.
|
|
124 |
General |
oyun yazma ya da oynama sanatı |
dramatics n.
|
|
125 |
General |
hayal ürünü ya da uydurma şey |
figment n.
|
|
126 |
General |
iki ya da dörde katlanmış yapraklardan oluşmuş kitap |
folio n.
|
|
127 |
General |
iki ya da dörde katlanmış kağıt tabakası |
folio n.
|
|
128 |
General |
titrek parlak ışık ya da alev |
flare n.
|
|
129 |
General |
savaş ya da kaç |
fight or flight n.
|
|
130 |
General |
araba ya da uçağı zevk amacıyla kullanan |
joyrider n.
|
|
131 |
General |
ciddi ve komedi içeriği olan oyun ya da roman |
seriocomic n.
|
|
132 |
General |
mandal ya da sürgü |
fastening n.
|
|
133 |
General |
çit ya da duvar |
fencing n.
|
|
134 |
General |
kapı ya da pencere kilidi |
fastening n.
|
|
135 |
General |
su sızdıran delik ya da çatlak |
leak n.
|
|
136 |
General |
harf ya da sözcük yazım karakteri |
lettering n.
|
|
137 |
General |
bir firma ya da şirketin bir diğeriyle birleşmesi |
merger n.
|
|
138 |
General |
karı ya da koca |
partner n.
|
|
139 |
General |
ana ya da baba |
parent n.
|
|
140 |
General |
ünlü ya da önemli kimse |
personage n.
|
|
141 |
General |
kayık ya da yelkenli tekne yarışı |
regatta n.
|
|
142 |
General |
telsiz telefon ya da telgraf |
radio n.
|
|
143 |
General |
kutsal kişi ya da şeylere saygısızlık |
sacrilege n.
|
|
144 |
General |
gizli iş ya da eylem |
stealth n.
|
|
145 |
General |
hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider |
dark horse n.
|
|
146 |
General |
eşya ya da yük vagonu |
van n.
|
|
147 |
General |
yararlı ya da güzel şeyleri tahrip eden kimse |
vandal n.
|
|
148 |
General |
bir toplantı ya da partide geçirilen eğlenceli vakit |
big time n.
|
|
149 |
General |
bir toplantı ya da partide geçirilen iyi vakit |
big time n.
|
|
150 |
General |
lise ya da üniversitede ikinci yıl |
sophomore year n.
|
|
151 |
General |
bebek ya da doğum öncesi verilen hediye verme partisi |
baby shower n.
|
|
152 |
General |
bir kişinin kendi hayatı hakkında daha önceden farkına varmadığı ya da bilinçaltına ittiği bir gerçeği öğrenmesi |
anagnorisis n.
|
|
153 |
General |
savaş ya da sıvış |
fight or flight n.
|
|
154 |
General |
kadınların giydiği büyük bir örtü ya da çarşaf |
jilbab n.
|
|
155 |
General |
ncaa'da son 16'ya kalan takımlar |
sweet sixteen n.
|
|
156 |
General |
ivmelenerek artma ya da azalma |
spiral n.
|
|
157 |
General |
bir tv ya da radyo programının sinyal/giriş ya da fon müziği |
jingle n.
|
|
158 |
General |
(bir spor turnuvasında ya da ortak çalışılacak bir projede yapılan) tanışma toplantısı |
meet and greet n.
|
|
159 |
General |
içki ya da yemeklerin tadina bakan kimse |
degustator n.
|
|
160 |
General |
kısa bir kamış yardımı ile ağzıda çiğnenmiş kağıt ya da türevlerinin üfürerek fırlatılması |
spitball n.
|
|
161 |
General |
antik roma' da taş veya pişmiş toprak ya da tunçtan yapılan vazoya benzer kapaklı veya kapaksız kap |
urn n.
|
|
162 |
General |
armut ya da oval şeklinde üç köşeli genelde elmastan yapılan değerli taş |
briolette n.
|
|
163 |
General |
bir hikaye ya da makaleden çıkarılacak sonuçlar |
take-aways n.
|
|
164 |
General |
eski ve kirli sinema ya da tiyatro |
fleapit n.
|
|
165 |
General |
fotoğrafların yayınlanabilmesi için verilen ya da alınan izin |
photo release n.
|
|
166 |
General |
yetersiz ya da sınırlı temas |
scant contact n.
|
|
167 |
General |
uzak köy ya da kasaba |
podunk n.
|
|
168 |
General |
iki müzik grubunun ya da müzisyenin kimin daha iyi olduğunu görmek için karşı karşıya gelmesi |
rock off n.
|
|
169 |
General |
taş ya da kayadan yapılma mezar |
sepulcher n.
|
|
170 |
General |
belirli bir konu ya da dalda uzmanlık bilgisi |
expertise n.
|
|
171 |
General |
başka devletlerin işine karışmayan ülke ya da politikacı |
non-interventionist n.
|
|
172 |
General |
amatör olarak sınıflandırılan fakat profesyonel sporcular gibi davranan ya da spordan para kazanan sporcu |
shamateur n.
|
|
173 |
General |
bilgilendirme ya da uygulama amaçlı ekranlar |
interactive kiosks n.
|
|
174 |
General |
bilgilendirme ya da uygulama amaçlı ekran |
interactive kiosk n.
|
|
175 |
General |
rus kır evi ya da villa |
dacha n.
|
|
176 |
General |
bir konu için ilk yapılan ya da ilk söylenen şey |
first mentioned n.
|
|
177 |
General |
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular |
talking point n.
|
|
178 |
General |
kendi kendini tanıma yönlendirme ya da kendi yolunu çizme |
self-authorship n.
|
|
179 |
General |
öğrenmeye ya da çalışmaya geç başlamış kimse |
opsimath n.
|
|
180 |
General |
birbiriyle ilişkili ya da benzer insanlar ya da şeylerin oluşturduğu grup |
constellation n.
|
|
181 |
General |
birbiriyle bağlantılı ya da birbirine benzeyen insanların ya da şeylerin oluşturduğu grup |
constellation n.
|
|
182 |
General |
savaş ya da avcılıkta kullanılan bir ok ucu |
broadhead n.
|
|
183 |
General |
(bir paket veya kutu içindeki) adet ya da tane |
Count n.
|
|
184 |
General |
hamura şekil veren metal ya da plastik uç |
rose tip n.
|
|
185 |
General |
töre ya da gök tanrı inancı |
tengrism n.
|
|
186 |
General |
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi |
flyposting n.
|
|
187 |
General |
antik iskoçya ve İrlanda'da bir gölde ya da bataklıkta inşa edilmiş müstahkem yapı |
crannog n.
|
|
188 |
General |
aktris ya da aktör |
thesp n.
|
|
189 |
General |
kültürel araçlar vasıtasıyla kolayca yayılan, özellikle çocukları ve kolay etkilenen insanları etkileyen yaygın bir düşünce ya da düşünce şekli |
meme n.
|
|
190 |
General |
fikir, inanç yahut inanç sistemi, kültür aracılığıyla yayılan yahut anne babadan geçen kültürel miras, gözlemleme ya da iletişim araçları vasıtasıyla edinilen davranış şekli |
meme n.
|
|
191 |
General |
büyükbaş hayvanların kaçmasına engel olmak için iki ayağına takılan ip ya da zincir |
spancel n.
|
|
192 |
General |
havanın geçişine engel olan bariyer ya da duvar |
air tight n.
|
|
193 |
General |
ingiliz kraliçesi ya da kral tarafından her yıl paskalya öncesi perşembe günü geleneksel bir törenle fakirlere verilen özel paralar |
maundy money n.
|
|
194 |
General |
bir televizyon ya da radyo sunucusuyla birlikte çalışıp o kişinin işini kolaylaştıran kişi (kanada) |
animator n.
|
|
195 |
General |
bilekten bağlı çocuk ya da kadın ayakkabısı |
anklet n.
|
|
196 |
General |
yanlış ya da yanıltıcı bir dış görünüş |
gloss n.
|
|
197 |
General |
gençlerin eylemleri ya da etkilerinden doğan, kayda değer kültürel, politik ya da sosyal değişim |
youthquake n.
|
|
198 |
General |
bir kilise ayini sonrası okunan ya da söylenen ilahi ya da marş |
response n.
|
|
199 |
General |
bir kilise ayini sonrası okunan ya da söylenen ilahi ya da marş |
responsory n.
|
|
200 |
General |
minber ya da kürsü üzerindeki ses yansıtıcı |
abatvoix n.
|
|
201 |
General |
yüzme havuzu ya da deniz kenarında güneşten korunmak ya da giyinmek için kullanılan kabin |
cabana n.
|
|
202 |
General |
bir eşyayı hareket ettirmek ya da taşımak için kullanılan araç |
caddie n.
|
|
203 |
General |
hasta ya da yaralı taşımak için katıra yerleştirilmiş oturma alanı ya da yatak |
cacolet [french dialect] n.
|
|
204 |
General |
latin amerika' da belediye meclisi ya da belediye binası |
cabildo [spanish] n.
|
|
205 |
General |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorization n.
|
|
206 |
General |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorisation n.
|
|
207 |
General |
sürekli tekrarlanan durum ya da eylem |
constant refrain n.
|
|
208 |
General |
değişime neden olan kişi ya da şey |
catalyst n.
|
|
209 |
General |
pazar tezgahlarının ya da mezarların üzerini kapatan gölgelik |
tabernacle work n.
|
|
210 |
General |
pamuk, ipek ya da sentetikten yapılmış, baş parmak için ayrı bir bölüme sahip bir çeşit çorap |
tabi n.
|
|
211 |
General |
çıplak ya da yarı çıplak kadınların müşterinin masasında yaptığı dans |
table dancing n.
|
|
212 |
General |
kitlelerin duygularını kışkırtan konuşmacı ya da lider |
rabble-rouser n.
|
|
213 |
General |
herhangi bir ritmik hareketin vuruşu, sayısı ya da ölçüsü |
cadence n.
|
|
214 |
General |
herhangi bir ritmik hareketin vuruşu, sayısı ya da ölçüsü |
cadency n.
|
|
215 |
General |
askeri personelin koşu ya da yürüyüş esnasında söylediği şarkı |
cadence n.
|
|
216 |
General |
askeri personelin koşu ya da yürüyüş esnasında söylediği şarkı |
cadency n.
|
|
217 |
General |
sazdan ya da kamıştan yapılan çalgıyı çalan kimse |
calamist n.
|
|
218 |
General |
irlanda cumhuriyeti'nin başbakanı ya da başbakan yardımcısına verilen isim |
tanaiste n.
|
|
219 |
General |
topların tozlanmasını ya da nemlenmesini önlemek için ağzına geçirilen örtü ya da tıpa |
tamkin n.
|
|
220 |
General |
topların tozlanmasını ya da nemlenmesini önlemek için ağzına geçirilen örtü ya da tıpa |
tampeon n.
|
|
221 |
General |
uzun soluklu tartışma, görüş alış verişi ya da konuşma |
talkathon n.
|
|
222 |
General |
radyo ya da televizyon programına telefonla katılan |
call-in n.
|
|
223 |
General |
yunan ortodoks kilisesinde keşiş ya da rahip |
caloyer n.
|
|
224 |
General |
başın üst ya da arka tarafındaki açıklık |
calvities [rare] n.
|
|
225 |
General |
başın üst ya da arka tarafındaki açıklık |
calvity n.
|
|
226 |
General |
kavga ya da düello için meydan okuma |
call-out n.
|
|
227 |
General |
takipçilerin yayına telefonla katılabildikleri radyo ya da televizyon programı |
call-in n.
|
|
228 |
General |
ayırt edici özellik ya da davranış |
calling card n.
|
|
229 |
General |
taverna ya da bar |
tap house n.
|
|
230 |
General |
kuzey carolina yerlisi ya da sakini |
tarheel n.
|
|
231 |
General |
kuzey carolina yerlisi ya da sakini |
tar-heel n.
|
|
232 |
General |
kuzey carolina yerlisi ya da sakini |
north carolinian n.
|
|
233 |
General |
hindu ya da budist dinsel edebiyatının sanskritçe yazılmış ve bedenin, sözün ve zihnin ritüelleriyle ilgilenen bölümü |
tantra n.
|
|
234 |
General |
bir akşam kampı ateşinde ya da toplantı sonunda söylenen kapanış şarkısı |
taps n.
|
|
235 |
General |
kabartma ya da oyma işleri yapan kimse |
cameist n.
|
|
236 |
General |
çan yapan ya da çalan kimse |
campanologist n.
|
|
237 |
General |
çan yapma ya da çalma sanatı |
campanology n.
|
|
238 |
General |
kabartmalı ya da oymalı değerli taş |
camaieu n.
|
|
239 |
General |
masalsı güzellik, huzur ve aydınlanmayı temsil eden yer ya da zaman |
camelot n.
|
|
240 |
General |
devetüyünden ya da benzer bir malzemeden yapılan fırça |
camel's-hair pencil n.
|
|
241 |
General |
devetüyünden ya da benzer bir malzemeden yapılan fırça |
camelshair n.
|
|
242 |
General |
kabartmalı ya da oymalı eser koleksiyoncusu |
cameist n.
|
|
243 |
General |
asker ya da izcilerin bir araya gelmesi |
campfire n.
|
|
244 |
General |
sinirli kişi ya da hayvan |
rager n.
|
|
245 |
General |
hiddetli kişi ya da hayvan |
rager n.
|
|
246 |
General |
öfkeli kişi ya da hayvan |
rager n.
|
|
247 |
General |
aynı sesin ya da hecenin defalarca tekrar edilmesi |
tautological echo n.
|
|
248 |
General |
birini görme ya da yaklaşma fırsatı ya da hakkı |
access n.
|
|
249 |
General |
yerli ya da yarı yerli latin kökenli kadın |
chola n.
|
|
250 |
General |
bir devlet kurumu tarafından belirlenmiş, nesli tükenmekte olan bitki ya da hayvan türü |
candidate species n.
|
|
251 |
General |
heykel ya da kutsal emanetler için yapılan niş |
tabernacle n.
|
|
252 |
General |
pamuk, ipek ya da sentetikten yapılmış, baş parmak için ayrı bir bölüme sahip bir çeşit çorap |
tabis n.
|
|
253 |
General |
bir piskopos ya da din adamına masasına kabul karşılığı ödenen kira |
table rent n.
|
|
254 |
General |
insan ya da nesnelerin pitoresk görünümü |
tableau n.
|
|
255 |
General |
liste ya da tabloya ekleme |
tabling n.
|
|
256 |
General |
teyelleyen, tutturan kişi ya da şey |
tacker n.
|
|
257 |
General |
üzerine yazı ya da resim kazınmış olan levha |
tablature n.
|
|
258 |
General |
anlamsız konuşma ya da yazı |
ramblings n.
|
|
259 |
General |
abes konuşma ya da yazı |
ramblings n.
|
|
260 |
General |
içeriksiz konuşma ya da yazı |
ramblings n.
|
|
261 |
General |
ipsiz sapsız konuşma ya da yazı |
ramblings n.
|
|
262 |
General |
bir kutlama ya da yıldönümü için içinde not olan bir kutu dolusu şeker veya çikolata |
candygram n.
|
|
263 |
General |
sözlü ya da fiziksel saldırı |
cannonade n.
|
|
264 |
General |
bir kutu, kitap ya da paketi açmak için çekip atılan bant |
tear strip n.
|
|
265 |
General |
belli bir durumda ya da zamanda giyilen kıyafet |
raiment n.
|
|
266 |
General |
iran'da din adamı ya da derviş |
abdal n.
|
|
267 |
General |
bilim veya sanat dallarından birinde yeteneği ya da uzmanlığı olan kimse |
technician n.
|
|
268 |
General |
teknik terim ya da tabir |
technicism n.
|
|
269 |
General |
anlaşılması zor teknik dil ya da jargon |
technobabble n.
|
|
270 |
General |
bir eylem ya da işlemdeki değişiklikler |
teedle board n.
|
|
271 |
General |
genellikle kalkanın sağ üst kenarında bulunan kare ya da dikdörtgen bölüm |
canton n.
|
|
272 |
General |
güney afrika'da avrupalı-afrikalı ya da güney asyalı-afrikalı karışımı etnik sınıflandırma |
cape colored n.
|
|
273 |
General |
baş ya da uzuvlara sarılan başlık biçimli bandaj |
capeline bandage n.
|
|
274 |
General |
başlık, kep ya da kasket yapan kişi |
capmaker n.
|
|
275 |
General |
küçük bir delik ya da büyüteçten izlenen erotik gösteri |
raree show n.
|
|
276 |
General |
küçük bir delik ya da büyüteçten izlenen erotik gösteri |
raree-show n.
|
|
277 |
General |
çok az kılı olan ya da kılsız at kuyruğu |
rattail n.
|
|
278 |
General |
çok az kılı olan ya da kılsız at kuyruğu |
rat-tail n.
|
|
279 |
General |
sıçan yakalayan kedi ya da köpek |
ratter n.
|
|
280 |
General |
sıçan öldüren hayvan (kedi ya da köpek) |
ratter n.
|
|
281 |
General |
bölgedeki iş ya da politikalardan kişisel çıkar elde etmek için bir yere yerleşen kimse |
carpetbagger n.
|
|
282 |
General |
iki ya da dört tekerlekli küçük at arabası |
carriole n.
|
|
283 |
General |
önceki zaman ya da mekandan aktarılmış olan |
carryover n.
|
|
284 |
General |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapan kişi |
cartophilist n.
|
|
285 |
General |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapma |
cartophily n.
|
|
286 |
General |
mülk ya da manastırın tapu ve sözleşmelerinin kayıtları |
cartulary n.
|
|
287 |
General |
mülk ya da manastırın tapu ve sözleşmelerinin kayıtları |
chartulary n.
|
|
288 |
General |
parti ya da etkinlikte cam bardakta içecek satılan bar/tezgah |
cash bar n.
|
|
289 |
General |
fıçı ya da varil koymak için ayak |
caskstand n.
|
|
290 |
General |
tekrarlayan kimse ya da şey |
recapper n.
|
|
291 |
General |
yeniden özetleyen kimse ya da şey |
recapper n.
|
|
292 |
General |
ideal ya da ahlaki boyutundan ziyade faydacı ve pratik yönü ağır basan |
realistic n.
|
|
293 |
General |
eski sahibine ya da yerine döndürme |
reconveyance n.
|
|
294 |
General |
eski sahibine ya da yerine dönme |
reconveyance n.
|
|
295 |
General |
parçalara ya da bölümlere ayrılmış şey |
catastrophe [scottish] n.
|
|
296 |
General |
sarmak ya da dolamak için kullanılan ağ |
caul [obsolete] n.
|
|
297 |
General |
gayri resmi dille yazılmış deneme ya da kısa makale |
causerie n.
|
|
298 |
General |
bir ya da iki popüler şarkı içeren kompakt disk formatında albüm |
cd single n.
|
|
299 |
General |
iskoç ya da irlanda halkının müzik, dans vs. eşliğinde gerçekleştirdiği geleneksel buluşma |
ceilidh n.
|
|
300 |
General |
ilgi odağında olan kişi ya da şey |
center n.
|
|
301 |
General |
ilgi odağında olan kişi ya da şey |
centre n.
|
|
302 |
General |
gizlenmiş balya ya da paket |
ceroon [obsolete] n.
|
|
303 |
General |
çay ya da parfüm yapımında kullanılmak üzere yağı çıkarılan kurutulmuş papatya çiçekleri |
chamomile n.
|
|
304 |
General |
giysi ya da üniformasında kırmızı tişört bulunan topluluk, dernek, vb. üyesi |
redshirt n.
|
|
305 |
General |
şerit ya da kurdele bağlama işçisi |
taper n.
|
|
306 |
General |
meyhane ya da barda çalışan kadın |
tappester n.
|
|
307 |
General |
elçilik ya da konsolosluk binası |
chancellery n.
|
|
308 |
General |
elçilik ya da konsolosluk binası |
chancellory n.
|
|
309 |
General |
alışılmış ve öngörülebilir düşünce ya da davranış biçimi |
reflex n.
|
|
310 |
General |
hedefe ulaşma veya yükselme aracı olarak kullanılan yol ya da yöntem |
ladder n.
|
|
311 |
General |
yanan lamba veya mumun alevini ya da bıraktığı karbon lekelerini inceleyerek kehanette bulunma |
lampadomancy n.
|
|
312 |
General |
cinsiyetini erkek ya da kadın olarak tanımlamayan (kişi) |
genderqueer n.
|
|
313 |
General |
hayali ya da ruhani önsezilerle kehanette bulunma |
chaomancy n.
|
|
314 |
General |
koltuk altında zarar görmeden taşınmak için tasarlanmış üç ya da dört köşeli katlanabilir şapka |
chapeau bras n.
|
|
315 |
General |
kraliyete ya da aristokrat bir aileye bağlı din adamı |
chaplain n.
|
|
316 |
General |
herhangi bir derneğin ya da cemiyetin toplantılarını yaptığı bina |
chapter house n.
|
|
317 |
General |
herhangi bir derneğin ya da cemiyetin toplantılarını yaptığı bina |
chapterhouse n.
|
|
318 |
General |
bir şeyin üzerine kabartılmış ya da oyulmuş harf, karakter veya sembol |
charact [obsolete] n.
|
|
319 |
General |
bir proje için gerçekleştirilen, kamu kurumları ya da çevreciler gibi üçüncü tarafların da dahil edildiği ortak oturum/toplantı |
charette n.
|
|
320 |
General |
bir proje için gerçekleştirilen, kamu kurumları ya da çevreciler gibi üçüncü tarafların da dahil edildiği ortak oturum/toplantı |
charrette n.
|
|
321 |
General |
yazılı kağıtlardan ya da kartlardan kehanette bulunma |
chartomancy n.
|
|
322 |
General |
metali oyma ya da kabartmayla süsleyen kimse |
chaser n.
|
|
323 |
General |
oyma ya da kabartmayla bir metal parçasını süsleme |
chasing n.
|
|
324 |
General |
kağıt, keten ya da camla süslenmiş ahşap çerçeve |
chassis [obsolete] n.
|
|
325 |
General |
ucuz mal satan dükkan ya da seyyar satıcı |
cheapjack n.
|
|
326 |
General |
ucuz mal satan dükkan ya da seyyar satıcı |
cheap-jack n.
|
|
327 |
General |
oyma ya da gravürden kabartma yapılan eski bir kimyasal işlem |
chemitype n.
|
|
328 |
General |
oyma ya da gravürden kabartma yapılan eski bir kimyasal işlem |
chemitypy n.
|
|
329 |
General |
dama tahtası desenine benzeyen ürün ya da eser |
chequerwork n.
|
|
330 |
General |
bir beceri ya da uğraşta usta ya da örnek gösterilen kişi |
cher maître n.
|
|
331 |
General |
içten, safiyane ya da eleştirel olmayan bir ifade ya da davranış |
naiveness n.
|
|
332 |
General |
içten, safiyane ya da eleştirel olmayan bir ifade ya da davranış |
naiveté n.
|
|
333 |
General |
insanlara özellikle tepeden bakan ya da aşırı korumacı davrandığı düşünülen kimse |
nanny n.
|
|
334 |
General |
(bir şeyin/kişinin) niteliklerine uygun mevki ya da konum |
niche n.
|
|
335 |
General |
okunaksız ya da yanlış adres sebebiyle sahibine ulaşmayan posta |
nixie n.
|
|
336 |
General |
okunaksız ya da yanlış adres sebebiyle sahibine ulaşmayan postalardan sorumlu memur |
nixie clerk n.
|
|
337 |
General |
tamamlanamama (sözleşme ya da prosedür) |
noncompletion n.
|
|
338 |
General |
tamamlanamama (sözleşme ya da prosedür) |
non-completion n.
|
|
339 |
General |
kısa ömürlü ya da tek kullanımlık tüketim maddeleri |
nondurables n.
|
|
340 |
General |
avlanmayan insan ya da hayvan |
nonhunter n.
|
|
341 |
General |
alakasız ya da önemsiz mevzu |
non-issue n.
|
|
342 |
General |
çok açık giysilerle ya da çıplak olarak yapılan erotik dans |
nude dancing n.
|
|
343 |
General |
bir sıranın ya da serinin on beşinci elemanı |
o n.
|
|
344 |
General |
duyguların ya da tutkuların kaynağı olan yer |
reins n.
|
|
345 |
General |
bağlantı ya da ilişki ifade eden terim |
relative term n.
|
|
346 |
General |
büyük bir ün ya da seçkinlik yolunda ilerleyen şey |
newcomer n.
|
|
347 |
General |
māorilerde kabile ya da klan anlamında sözcük |
ngati [nz] n.
|
|
348 |
General |
tükenmez ya da dolma kalemin ucundaki konik kısım |
nib n.
|
|
349 |
General |
bir karar ya da eylem için uygun zaman |
kairos n.
|
|
350 |
General |
geçmiş dönemin ya da devrin birliğini ve önemini anlama ve temsil etme yeteneği |
the historic sense n.
|
|
351 |
General |
iki kişinin birbirine yardım ettiği ya da birbirini koruduğu sistem |
the buddy system n.
|
|
352 |
General |
çocukların kapı ya da pencereyi uzaktan çalarken kullandığı şaka aleti |
ticktack n.
|
|
353 |
General |
çocukların kapı ya da pencereyi uzaktan çalarken kullandığı şaka aleti |
tictac n.
|
|
354 |
General |
mit yazan ya da toplayan kişi |
mythographer n.
|
|
355 |
General |
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm |
tow [dialect] n.
|
|
356 |
General |
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm |
hangman's halter n.
|
|
357 |
General |
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm |
hangman's knot n.
|
|
358 |
General |
birinin kendi kendini özellikle dinî âyin kabîlinden incitmesi ya da yaralaması |
self-laceration n.
|
|
359 |
General |
zor bir şeyi başarırken ya da ustalaşırken alınan yardım |
ancilla n.
|
|
360 |
General |
nesne ya da bireyin doğasında olan şey |
attribute n.
|
|
361 |
General |
belirli bir kişi, nesne ya da makam ile yakından ilişkili olan şey |
attribute n.
|
|
362 |
General |
arma ya da nişan olarak kullanılan kartal motifi |
eagle n.
|
|
363 |
General |
özellikle doğaüstü bir şeye duyulan korku ya da çekingenlik |
eariness n.
|
|
364 |
General |
erken olgunlaşan meyve ya da çiçek |
early n.
|
|
365 |
General |
baskı, resmiyet, utanç ya da hantallıktan kurtulma |
easiness n.
|
|
366 |
General |
hintli ya da pakistanlı |
east indian n.
|
|
367 |
General |
faydalı sebze ya da meyve |
eater n.
|
|
368 |
General |
banyo yapmak için ya da vücut kokusu olarak kullanılan yüksek alkollü ve hafif kokulu parfüm |
eau de toilette n.
|
|
369 |
General |
banyo yapmak için ya da vücut kokusu olarak kullanılan yüksek alkollü ve hafif kokulu parfüm |
toilet water n.
|
|
370 |
General |
abd'nin washington eyaletindeki yakima nehri vadisinde ya da yakınındaki bölgelerde yaşayan yerli kabileye mensup kimse |
yakima n.
|
|
371 |
General |
kadınların flörtlerini ya da dans partnerlerini seçtikleri gün |
sadie hawkins day n.
|
|
372 |
General |
büyük kurum ya da kuruluş |
edifice n.
|
|
373 |
General |
kendini özdeşleştirdiği kişilerin özelliklerini ya da dış görünüşlerini bilinçsizce taklit eden kimse |
zelig n.
|
|
374 |
General |
dil şeklinde eki ya da uzantısı olan şey |
languet n.
|
|
375 |
General |
politik ya da sosyal kurumları destekleyen doktrin |
establishmentarianism n.
|
|
376 |
General |
politik ya da sosyal kurumları destekleyen doktrin |
establishmentism n.
|
|
377 |
General |
kuram ya da argümanın en önemli noktası |
kingpin n.
|
|
378 |
General |
ölümcül hastalık sebebiyle hayat sigortası poliçesini satan ya da satmaya hazırlanan kimse |
viator n.
|
|
379 |
General |
(birine ya da bir şeye) karşı önyargı |
bias against (someone or something) n.
|
|
380 |
General |
birine ya da bir şeye karşı önyargı |
bias someone against someone or something n.
|
|
381 |
General |
insanların ya çok sevdiği ya da nefret ettiği şey |
marmite n.
|
|
382 |
General |
ses ya da heceleri söylerken yanlışlıkla yerlerini değiştirme |
marrowsky n.
|
|
383 |
General |
ingiliz kraliçesi ya da kral tarafından her yıl paskalya öncesi perşembe günü geleneksel bir törenle fakirlere verilen özel paralar |
maundy n.
|
|
384 |
General |
yayınevinin yeni ya da mevcut kitaplardan oluşturduğu listenin bir kısmı |
midlist n.
|
|
385 |
General |
hint kino ağacının ilaç, bronzlaşma için kullanılan kırmızımsı ya da siyah reçinesi |
gum kino n.
|
|
386 |
General |
ispanyolca konuşan kişilerden veya ispanyolca konuşulan ülkelerden korkan ya da hoşlanmayan kimse |
hispanophobe n.
|
|
387 |
General |
şövalyelik tarikatı komutanlığına bağlı maaş ya da sosyal yardım |
commandery n.
|
|
388 |
General |
şövalyelik tarikatı komutanlığına bağlı maaş ya da sosyal yardım |
commandry n.
|
|
389 |
General |
uçan aracı istenen şekle ya da yere sokan kimse |
driver n.
|
|
390 |
General |
(deriden yapılmış) kareli ya da baklava desenli süsleme |
dicing n.
|
|
391 |
General |
iki kişinin normalde aynı olan eşyalarını ayırt etmek için armaya yapılan ilave ya da değişiklik |
difference n.
|
|
392 |
General |
fikir ya da inancı ölçüp tartma süreci |
doubt n.
|
|
393 |
General |
(balık) tutulan miktar ya da ağırlık |
draught n.
|
|
394 |
General |
kenet demiri veya çimentoyla duvara yapıştırılmış mermer ya da mozaik kaplama |
incrustation n.
|
|
395 |
General |
ahlaki ya da manevi kaynaklar |
piety n.
|
|
396 |
General |
tarihi ya da manevi bir yere yapılan gezi |
pilgrimage n.
|
|
397 |
General |
tıp öğrencisi ya da doktoru |
medic [uk] n.
|
|
398 |
General |
napolyon'un 1806'da britanya'ya uyguladığı abluka politikası |
continental system n.
|
|
399 |
General |
birlikte var olan, aynı ya da benzer şeylerden oluşan grup |
platoon n.
|
|
400 |
General |
pratik bilgiden ziyade spekülatif ya da teorik bilgiye dayanan bilgelik |
sapience [obsolete] n.
|
|
401 |
General |
altın ya da gümüşü tel biçiminde işleme |
filigrain [obsolete] n.
|
|
402 |
General |
gelecek birini ya da bir şeyi duyuran kimse |
foreshadower n.
|
|
403 |
General |
bilinçli deneyimin duyusal ürün ya da bellek imgesi olarak ortaya çıkması |
presentation n.
|
|
404 |
General |
bilinçli deneyimin duyusal ürün ya da bellek imgesi olarak ortaya çıkması |
presentment n.
|
|
405 |
General |
antik yunan ya da roma tapınaklarında ayinlerin yapıldığı orta kısım |
sekos n.
|
|
406 |
General |
ihtiyar ya da emekli kimse |
senior n.
|
|
407 |
General |
saat ya da eşapmanının çıkardığı tik tak sesi |
beat n.
|
|
408 |
General |
(italya'da) sorrento'ya özgü bir süsleme işi |
sorrento work n.
|
|
409 |
General |
(antik roma'da) tanrı'ya şükran kutlaması |
supplication [obsolete] n.
|
|
410 |
General |
olmak ya da olmamak |
be or not to be v.
|
|
411 |
General |
sayı ile kazanmak ya da kaybetmek |
point v.
|
|
412 |
General |
deri ya da tüy dökmek |
exuviate v.
|
|
413 |
General |
ağır ya da düzgün adımlarla yürümek |
pace v.
|
|
414 |
General |
bir konuşmayı ya da eylemi bölmek |
butt in v.
|
|
415 |
General |
batmak ya da çıkmak |
make or break v.
|
|
416 |
General |
işlemden geçirmek (ham ya da ara malları) |
treat v.
|
|
417 |
General |
bir kitaba açıklayıcı not ya da notlar eklemek |
annotate v.
|
|
418 |
General |
anlaşmazlıkları ya da sorunları çözmek |
iron out v.
|
|
419 |
General |
koşu ya da yürüyüş hızını belirlemek |
pace v.
|
|
420 |
General |
kristal küreyle geleceği tahmin etmek ya da görmek |
scry v.
|
|
421 |
General |
şahin doğan ya da atmacaları evcilleştirmek için gözkapaklarını dikmek |
seel v.
|
|
422 |
General |
gözetim tarafından izlenmek ya da korunmak |
be sentinelled v.
|
|
423 |
General |
vitrine ya da camekana koymak |
showcase v.
|
|
424 |
General |
altı el ya da ayak parmağa sahip olmak |
sexdigital v.
|
|
425 |
General |
kazara ya da tesadüfen edinmek |
come by v.
|
|
426 |
General |
bandaja ya da havluya sarmak |
inthrall v.
|
|
427 |
General |
artırma ile satılan bir şey için önce bir miktar para vermek ya da önermek |
submit a bid v.
|
|
428 |
General |
doğru ya da yanlış mı diye düşünmeden hareket etmek |
make no bones about v.
|
|
429 |
General |
doğru ya da yanlış mı diye düşünmeden hareket etmek |
make no bones of v.
|
|
430 |
General |
oltaya ya da tuzağa yem koymak |
bait v.
|
|
431 |
General |
birisi ya da bir şey için uykusu kaçmak |
lose sleep over someone or something v.
|
|
432 |
General |
yaşam zevkini ya da coşkusunu yitirmek |
get into a rut v.
|
|
433 |
General |
(moral ya da maddi açıdan) destek sağlamak |
gather round v.
|
|
434 |
General |
(bir şeylerin arasında) sevinç ya da şaşkınlıkla dolanmak |
gaze round v.
|
|
435 |
General |
(bir şeylerin arasında) sevinç ya da şaşkınlıkla dolanmak |
gaze around v.
|
|
436 |
General |
birini ya da birşeyi dikkatlice izlemek |
watch with an eagle eye v.
|
|
437 |
General |
denetimi kaldırmak ya da azaltmak |
deregulate v.
|
|
438 |
General |
(bira ya da şarabı) baharatla kaynatmak |
mull v.
|
|
439 |
General |
bir kaza ya da hastalık nedeniyle ölmek |
die of something v.
|
|
440 |
General |
aküsü bitmiş aracın motorunu takviye kablosuyla ya da vurdurmak suretiyle çalıştırmak |
jumpstart v.
|
|
441 |
General |
aküsü bitmiş aracın motorunu takviye kablosuyla ya da vurdurmak suretiyle çalıştırmak |
jump-start v.
|
|
442 |
General |
öyle ya da böyle bir karara varmak |
make a decision one way or the other v.
|
|
443 |
General |
bir organın ya da yapının sinirini etkisiz kılmak |
denervate v.
|
|
444 |
General |
gerçek nedenini bulmak ya da tanımlamak |
pinpoint v.
|
|
445 |
General |
asgari ya da azami miktar sınırı koymak |
set quantity v.
|
|
446 |
General |
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak |
squabble v.
|
|
447 |
General |
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak |
niggle v.
|
|
448 |
General |
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak |
quibble v.
|
|
449 |
General |
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak |
bicker v.
|
|
450 |
General |
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak |
brabble v.
|
|
451 |
General |
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak |
pettifog v.
|
|
452 |
General |
birinin ya da bir şeyin kontrolünü ele geçirmek |
overtake v.
|
|
453 |
General |
bir kişi ya da grubu yakın takip altına almak |
surveil v.
|
|
454 |
General |
bir film ya da tv programını yeniden izlemek |
rewatch v.
|
|
455 |
General |
herhangi bir sürece ya da ürüne etki eden ufak problemleri çözmek |
work out the bugs v.
|
|
456 |
General |
almak ya da el koymak (özellikle sormadan) |
annex v.
|
|
457 |
General |
bir problemi doğru çözmek ya da çözme çabasına girmek |
answer v.
|
|
458 |
General |
tanıdık ve arkadaşları selamlamak amacıyla bir lokanta ya da gece kulubündeki masalar arasında dolaşmak |
table-hop v.
|
|
459 |
General |
çok zayıflamak ya da zayıflatmak |
tabefy v.
|
|
460 |
General |
bir ırka karşı başka bir ırkta önyargı ya da korku uyandırmak |
race-bait v.
|
|
461 |
General |
engellemek ya da ertelemek |
taigle v.
|
|
462 |
General |
bir kişiyi sırayla sorgulamak ya da azarlamak |
tag-team v.
|
|
463 |
General |
aşırı duygusal ya da abartılı davranmak |
camp v.
|
|
464 |
General |
yetersizlik ya da izin vermemeyi anlatan olumsuz yardımcı fiil |
cannot v.
|
|
465 |
General |
derece derece artmak ya da azalmak |
ratchet v.
|
|
466 |
General |
(birini) bir durum ya da etkinliğin içine sokmak |
cast [obsolete] v.
|
|
467 |
General |
sonuç vermek (iyi ya da kötü biçimde) |
redound v.
|
|
468 |
General |
bazı etkiler yaratmak için bir şey eklemek ya da serpiştirmek |
lace v.
|
|
469 |
General |
fiziksel ya da sözle saldırmak |
lace v.
|
|
470 |
General |
tılsımlar, müzik ya da tatlı sözle (hayvanı) yönlendirip kontrol etmek |
charm v.
|
|
471 |
General |
(birini) etki altına alarak bir şeye ikna ya da teşvik etmek |
charm [obsolete] v.
|
|
472 |
General |
oyma ya da kabartmayla bir metal parçasını süslemek |
chase v.
|
|
473 |
General |
doğruluğu, niteliği ya da durumunu belirlemek için incelemek |
check into v.
|
|
474 |
General |
dama tahtası şeklinde düzenlemek ya da işaretlemek |
checkerboard v.
|
|
475 |
General |
herkese açık bir oturum ya da yayında tanıtım maksatlı olarak (bir ünlünün veya ürünün) isminden bahsetmek |
name-check v.
|
|
476 |
General |
güvenlik vb. sebeplerle bilgi almak için (bir kişinin) ismini kullanarak dosya ya da veritabanlarını aramak |
name-check v.
|
|
477 |
General |
başkasının çocuklarına bakmak ya da ilgilenmek |
nanny v.
|
|
478 |
General |
okunaksız ya da yanlış adres yazılmış postayı damgalayıp geri göndermek |
nixie v.
|
|
479 |
General |
(birini ya da bir şeyi) yüceltmek ya da onurlandırmak |
nobilitate v.
|
|
480 |
General |
listeye ya da tabloya girmek |
insert v.
|
|
481 |
General |
daha sıcak ya da soğuk yapmak |
attemper v.
|
|
482 |
General |
kaynatarak ya da haşlayarak özünü çıkarmak |
elixate v.
|
|
483 |
General |
(kurnazlık ve maharetle) birinden ya da bir şeyden kurtulmak |
elude v.
|
|
484 |
General |
birinden ya da bir şeyden kendini kurtarmak |
elude v.
|
|
485 |
General |
fıçıya ya da varile koymak |
keg v.
|
|
486 |
General |
fıçı ya da varilde depolamak |
keg v.
|
|
487 |
General |
avın kaçtığı ya da gizlendiği yeri görüp akılda tutmak |
mark v.
|
|
488 |
General |
meyvenin ya da tohumun dış yapraklarını ya da kılıfını soymak |
dehusk v.
|
|
489 |
General |
(bir şeyi) birden fazla liste ya da gruptaki ilgili elemanlarla eşleştirmek |
cross-match v.
|
|
490 |
General |
(kazmak, çukur açmak veya parçalamak için) pençe ya da pati kullanmak |
scratch v.
|
|
491 |
General |
politik ya da sosyal kurumları destekleyen |
establishmentarian adj.
|
|
492 |
General |
onay ya da izin almaya uygun olma |
sanctionative adj.
|
|
493 |
General |
aynı zamanda ya da aynı yerde varolan |
coexisted adj.
|
|
494 |
General |
transferi ya da devri mümkün olan |
transferable adj.
|
|
495 |
General |
yanık hayvan veya sebze kokusu ya da tadında olan |
empyreumatic adj.
|
|
496 |
General |
bir ya da birkaç |
one or several adj.
|
|
497 |
General |
bir rehber ya da lider tarafından idare edilen |
conducted adj.
|
|
498 |
General |
deri ya da tüy dökmüş |
exuviated adj.
|
|
499 |
General |
yanık hayvan veya sebze kokusu ya da tadında olan |
empyreumatical adj.
|
|
500 |
General |
keşfedilmemiş ya da haritası yapılmamış bölge |
uncharted adj.
|
|